2005 yılına dek silikozis hastası kot kumlama işçileri nefes darlığı, öksürük, gece terlemesi gibi rahatsızlıklarla doktora göründüklerinde, doktorlar bu hastaların tüberküloz olduğunu düşünmüş ve tüberküloz tedavisi uygulamıştı. Hiçbir doktor tekstil çalışanlarının “madenci hastalığı” olarak da bilinen silikozis hastalığına yakalanmasına ihtimal vermemişti. Zira, 2005 yılında Prof. Dr. Metin Akgün, kendisine muayeneye gelen işçinin bir gününü dinleyip kot kumlama işi yaptığını öğrendiğinde dünyada ilk kez bir tekstil işçisine silikozis teşhisi koymuştu. Silikozis hastalığıyla mücadele eden işçiler “Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi”ni kurduktan sonra gazetecilerin, sanatçıların, hekimlerin, insan hakları derneklerinin katkısıyla Türkiye’de kot kumlamanın yasaklanmasını sağlamışlar ve uluslararası alanda ciddi bir farkındalık yaratarak bir çok markanın tedarik zincirinde kot kumlamaya yer vermeyeceğini açıklamak zorunda bırakmıştı.
Bu yasaklamanın ardından tekstil firmaları kotları başka tekniklerle ağartmak zorunda kalmıştı ve en yaygın kullanılan metot potasyum permanganatla beyazlatma metodu oldu. Kot beyazlatma işini yapan işçilerin gün boyunca temas ettiği ve solumak zorunda kaldığı bu kimyasal Avrupa Kimyasal Ajansı (ECHA) tarafından “tehlikeli kimyasallar” sınıfına alındı. Ancak, Türkiye’de bu kimyasalın kullanımını düzenleyen, işçilerin hangi oranda kimyasala ne kadar süre boyunca maruz kalabileceğini sınırlayan hiçbir mevzuat bulunmamakta. Bir mevzuatın bulunmaması da işletmeleri keyfi uygulamalara sevk ediyor.
Ekteki rapor potasyum permanganatın işçilere zararını incelemeyi hedefleyen ilk araştırma çalışmasıdır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından potasyum permanganat kimyasalının kullanımına dair bir mevzuata altlık olması ve gelecekte potasyum permanganatın zararlarını inceleyen bir tıbbi araştırmayla geliştirilmesi gerekmektedir.