Adil Geçiş (Just Transition), çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal adalet arasında bir denge kurmayı hedefleyen bir kavramdır. Adil Geçiş, Kuzey Amerika’da enerji sektöründe çalışan işçiler için sosyal koruma ve yeniden eğitim mekanizmaları talep eden sendikalar tarafından ilk kez 1980’lerde ele alınırken, özellikle 2000’lerde iklim kriziyle mücadelede önem kazandı. Kavram, ekonomilerin fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş gibi çevresel dönüşümler sırasında işçilerin ve toplulukların korunmasını savunur. Bu süreçte kimsenin geride bırakılmamasını, yeni iş fırsatlarının yaratılmasını ve sosyal koruma mekanizmalarının güçlendirilmesini vurgular. İşçilerin, toplulukların ve kırılgan grupların hem ekonomik hem de sosyal haklarının korunması, Adil Geçiş’in temel dayanak noktalarıdır.

Tekstil sektöründe Adil Geçiş, hem iklim krizi hem de işçi hakları ihlallerine yanıt verebilecek bir dönüşüm sürecidir. Tekstil işçileri, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve çevresel zararların en ağır yükünü taşırken, aynı zamanda küresel moda endüstrisinin çevreye verdiği zarar nedeniyle daha da savunmasız hale gelmektedir. Adil Geçiş, bu işçilerin haklarını koruyarak, güvenli ve sürdürülebilir bir iş modeliyle ekonomik dönüşümü mümkün kılmayı hedefler. Çalışma ortamlarının iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlaması, işçilerin sağlığının korunması ve ekonomik haklarının güvence altına alınması bu sürecin temel taşlarıdır.

Bu dönüşüm, yalnızca çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda toplumların dayanıklılığını ve adaleti de ön plana çıkarır. Tekstil işçileri, üretim süreçlerindeki değişimlerde söz sahibi olmalı ve eğitim, yeni beceriler kazanma ve adil ücretlerle yeni işlere erişim gibi fırsatlardan faydalanmalıdır. Kadın işçiler ve göçmen işçiler gibi kırılgan gruplar öncelikle desteklenmeli, toplulukların ekonomik ve sosyal hakları güçlendirilmelidir. Adil geçişi bu biçimde ele almak, sadece işçilerin yaşam standartlarını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda iklim adaletinin tam anlamıyla sağlanmasına da katkıda bulunur.

Adil Geçiş sürecinde, şirketlerin kâr odaklı ve sömürüye dayalı iş modelleri yerine, işçi haklarını, çevre korumayı ve topluluk dayanışmasını önceleyen düzenlemeler getirilmelidir. Demokratik karar alma mekanizmaları ve uluslararası işçi hakları standartları, bu süreçte temel rehberlerdir. Ayrıca, yeşil enerjiye geçiş ve geri dönüşüm odaklı üretim süreçleri gibi çevresel çözümler, işçilerin güvenliği ve hakları gözetilerek uygulanmalıdır. Adil Geçiş, yalnızca bir çevresel dönüşüm değil, aynı zamanda sosyal adalet ve insan onurunu koruyan bir geleceğin inşasıdır.

Özetle Adil Geçiş sürecinde, işçileri geride bırakmadan ve tam anlamıyla adil bir süreç yürütmek için:

  • Tüm işçilere insanca yaşamaya yetecek bir ücret sağlanmalı ve güvenceli iş sözleşmeleri ile hakları korunmalıdır.
  • İşçilerin, üretim süreçleri ve iklim değişikliğine yönelik dönüşüm politikalarına aktif katılımını sağlamak için demokratik mekanizmalar oluşturulmalı; sendikaların ve işçi temsilcilerinin karar alma süreçlerinde yer alması garanti edilmelidir.
  • Sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakları desteklenmeli, işçilerin haklarını savunabilecekleri alanlar güçlendirilmelidir.
  • İşçilerin yeni teknolojilere ve sürdürülebilir üretim modellerine uyum sağlaması için ücretsiz eğitim fırsatları sunulmalıdır.
  • Çalışma alanlarında güvenli ve sağlıklı koşullar oluşturulmalı; kimyasal maddelere maruz kalma gibi risklerin önüne geçilmelidir.
  • Çalışma alanları, iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı sıcaklık, sel gibi etkilere karşı dayanıklı hale getirilmelidir.
  • Kadın ve göçmen işçiler için ayrımcılık karşıtı ve bu grupların ihtiyaçlarını odağa alan politikalar geliştirilmelidir.
  • İşçi haklarını koruyan adil fiyat politikaları benimsenmeli ve düşük fiyat baskısının yaratacağı hak kayıpları önlenmelidir.

Adil Geçiş Sözlüğü

Adil Geçiş (Just Transition)

Fosil yakıt veya kirli endüstrilerden yeşil ekonomiye geçiş sürecinde, işçilerin ekonomik ve sosyal haklarının korunmasını hedefleyen kapsamlı bir politika çerçevesidir. Bu yaklaşım, geçişin yükünün en savunmasız gruplara yıkılmaması için yeniden eğitim, sosyal koruma ve demokratik katılım mekanizmalarını zorunlu kılar.

Güvenceli İş

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından tanımlanan, insan onuruna yaraşır ücret, sosyal güvence ve sağlıklı çalışma ortamı sağlayan istihdam biçimidir. Adil geçiş sürecinde yaratılacak yeni işlerin bu standartları karşılaması, işçilerin geçişten olumsuz etkilenmemesi için temel şarttır.

Yaşam Ücreti

Bir işçinin temel ihtiyaçlarını (barınma, beslenme, sağlık, eğitim vb.) karşılayabileceği ve insan onuruna yakışır bir yaşam sürebileceği asgari ücret seviyesini ifade eder. Adil geçiş bağlamında, yeşil ekonomiye geçişle birlikte yaratılan yeni işlerin bu ücret standardını sağlaması zorunludur.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

Çalışma ortamlarında işçilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını korumak için alınması gereken önlemler ve uyulması gereken standartlar bütünüdür. Özellikle kirli sektörlerden yeşil ekonomiye geçişte, yeni iş alanlarının da sağlık ve güvenlik risklerinden arındırılmış olması esastır.

Sendikal Örgütlenme Hakkı

İşçilerin geçiş sürecindeki hak kayıplarını önlemek ve yeni ekonomik düzende söz sahibi olabilmek için sendikalar aracılığıyla örgütlenme ve toplu pazarlık yapma hakkını ifade eder. Bu hak, özellikle sektör dönüşümlerinde iş güvencesi, ücret adaleti ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için kritik bir araçtır.

Kadın İşçilerin Korunması 

Adil geçiş süreçlerinde, özellikle tekstil gibi kadınların yoğun olarak çalıştığı sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin merkeze alınmasıdır. Bu koruma, kadın işçilerin geçiş sürecinde çifte yük (ev içi emek ve iş yaşamı) taşımaması ve yeni istihdam fırsatlarından eşit şekilde yararlanabilmesi için özel politikalar gerektirir.

İklim Dayanıklı İşyerleri

İklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olayları (sel, sıcak dalgaları vb.) ve diğer olumsuz etkilere karşı fiziksel olarak güçlendirilmiş ve uyum sağlayabilir çalışma alanlarıdır. Bu yaklaşım, özellikle açık hava çalışmalarının yaygın olduğu sektörlerde işçi güvenliği için kritik öneme sahiptir.

Sosyal Koruma Ağları

Geçiş sürecinde işini kaybeden veya geçici olarak gelir kaybına uğrayan işçileri desteklemek için tasarlanan kamu destekli güvenlik sistemleridir. Bu ağlar, işsizlik sigortası, sağlık hizmetlerine erişim ve mesleki yeniden eğitim programlarını içerir.

Göçmen İşçi Hakları 

Geçiş sürecinde en kırılgan gruplardan biri olan göçmen işçilerin sosyal ve ekonomik haklarının güvence altına alınmasıdır. Bu haklar arasında dil bariyerlerinin aşılması, yasal statü güvencesi ve ayrımcılıkla mücadele mekanizmaları yer alır.

Adil Fiyat Politikaları 

Tüketicilere ucuz ürün sunma baskısının işçi sömürüsüne ve çevresel tahribata yol açmasını önlemek için tasarlanan düzenleyici yaklaşımlardır. Bu politikalar, üretim maliyetlerinin şeffaf şekilde hesaplanmasını ve işçi haklarının fiyatlandırmaya dahil edilmesini zorunlu kılar.

Tedarik Zinciri 

Tedarik zinciri, bir ürünün hammaddeden son kullanıcıya ulaşana dek geçtiği tüm üretim ve dağıtım süreçlerini kapsar. Adil Geçiş yaklaşımı, bu zincirin her halkasında çalışanların haklarını, çevresel etkileri ve yerel toplulukların refahını gözeten adil politikaların uygulanmasını savunur. Bu sayede hem ekonomik dönüşüm sağlanırken hem de sosyal eşitsizlikler derinleşmeden sürdürülebilir bir gelecek mümkün olur.

Zehirsiz Üretim Hakkı

İşçilerin sağlığını tehdit eden kimyasallara ve tehlikeli maddelere maruz kalmadan çalışabilmesini güvence altına alan temel bir haktır. Bu hak, özellikle tekstil, tarım ve madencilik gibi sektörlerde işçi sağlığının korunması için kritik öneme sahiptir.

Yeşil Mutabakat 

Avrupa Birliği’nin 2050’ye kadar iklim nötr olma hedefiyle hazırladığı; temiz enerji, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir sanayi politikalarını kapsayan yol haritasıdır. AB ile ticaret yapan ülkeleri doğrudan etkiler, çünkü karbon ayak izi yüksek ürünlere sınırda karbon vergisi (CBAM) uygulanarak yeşil dönüşüm zorunlu kılınmaktadır.

Toplumsal Diyalog 

Adil geçiş politikalarının tasarlanması ve uygulanmasında işçi sendikaları, işverenler ve kamu kurumları arasında kurulan müzakere ve iş birliği sürecidir. Bu diyalog, geçişin sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde yönetilmesi ve tüm paydaşların ihtiyaçlarının dikkate alınması için hayati önem taşır.

Grev Hakkı 

İşçilerin adil geçiş sürecinde haklarını korumak ve işverenler veya hükümetler üzerinde baskı oluşturmak için başvurduğu yasal bir mücadele aracıdır. Bu hak, toplu sözleşme müzakerelerinde ve kötü çalışma koşullarına karşı direnişte kritik rol oynar.

Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi 

Özellikle enformel sektörlerde ve tedarik zincirlerinde çocuk emeğinin sömürüsünü engellemek için tasarlanan koruma mekanizmalarıdır. Bu mekanizmalar, çocukların eğitime erişimini güvence altına almayı ve ailelerin gelir desteği ihtiyacını karşılamayı hedefler.