PayYourWorkers-Faq

İşverenlerin (fabrikaların) kıdem tazminatı dahil olmak üzere sosyal hakları ve maaşları ödemeleri gerekmez mi?

Evet, ödemeleri gerekir ancak çoğu durumda ödeyememektedirler. Tedarik zincirlerinin başlıca kâr edenleri ve fiiliyatta işverenleri haline gelen markalar ve perakendeciler; üretim koşullarını ve fiyatları dikte etmektedirler. Markaların tedarik zincirlerindeki olumsuz insan hakları etkilerini önlemek ve azaltmaya ek olarak sebep oldukları ve/veya oluşmasına katkıda bulundukları zararları gidermeleri için Birleşmiş Milletler İş ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri ve OECD Özen Yükümlülüğü Rehberi kapsamında sorumlulukları vardır.

"Ücret Güvencesi" Nedir?

Konfeksiyon şirketlerinin pandemi boyunca tedarik zincirlerinde çalışan tüm hazır-giyim, tekstil ve ayakkabı işçilerinin yasalarca belirlenmiş ücret ve sosyal haklarınının ödeneceğini alenen garanti etmeleri şarttır. Böylece, sipariş eksikliği nedeniyle hâlâ istihdam ediliyor olmalarına rağmen ücretleri azaltılan yahut geçici olarak görevleri askıya alınan işçilere hızlı ve dolaysız bir gelir desteği sağlanacaktır. Markalar, işçilerin ücretlerini almaya devam etmesini sağlamak için hem kendi fonlarını hem de bağışçı hükümetlerden ve uluslararası finans kuruluşlarından gelen fonları mobilize etmelidir.

“Kıdem Garanti Fonu” Nedir?

Ücret güvencesi, işçiler için hızlı ve dolaysız gelir desteği sağlamasının yanı sıra, ilgili ILO sözleşmelerine uygun olarak, Kıdem Garanti Fonu’nun (KGF) kurulması yoluyla işçiler için işsizlik ve kıdem tazminatlarıyla ilgili daha güçlü sosyal korumaları desteklemek amacıyla yasal olarak bağlayıcı ve yürürlüğe konabilir bir anlaşmanın müzakere edilmesi taahhüdünü de içermektedir.

İmza sahibi bir markanın veya işverenin tedarik zincirinde istihdam edilen işçiler, toplu şekilde işten atıldıklarında yahut fabrikaları kapandığında kıdem tazminatlarının reddedilmesi halinde dava açmaya hak kazanacaklardır. İşverenlerin, işçilerin haklarını ödemesi için zorlanamadığı ve ulusal mevzuatın uluslararası standardın altında kaldığı durumlarda KGF devreye girerek işçilerin talepleriyle ilgilenecektir. Ayrıca, bu sayede ulusal düzeyde sosyal koruma sistemlerinin iyileştirilmesi için mali desteğin sağlanabilmesi adına hükümet, işverenler, sendikalar, sendikalar ve sivil toplum temsilcileri dahil olmak üzere ulusal komitelerin erişebileceği özel hesaplar oluşturulacaktır. Sosyal koruma sistemleri geliştikçe marka primleri de buna bağlı olarak düşecektir.

Markalar ve perakendeciler her ülkeden sağlanan hacme dayalı bir ücretlendirme yoluyla katkıda bulunacak ve işveren ücretleri, her ülkedeki ücretler toplamının bir yüzdesi olacaktır. Bu; adil ödeme planlarını, geçindirebilecek düzeyde ayarlanmış ücretleri, güvenli fabrikaları ve sosyal yardımları kapsayan bir maliyetlendirme modelini içeren daha iyi planlama ve fiyatlandırma modellerine sahip tedarik zincirlerinden oluşan, yakın gelecekte daha sürdürülebilir endüstriler kurmaya yönelik daha büyük bir hareketin parçasıdır.

Yasal olarak yürürlüğe konabilir anlaşma işçi haklarını nasıl destekleyecek?

Şirket imza sahipleri, kolektif biçimde örgütlenme ve pazarlık hakkı da dahil olmak üzere işçi haklarına saygı göstermeyi kabul etmek zorundadır. Anlaşma; ödeme yapılmaması, sendika karşıtı misilleme veya taciz, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz, iş sağlığı ve güvenliği ihlalleri durumlarında anlaşmaya riayetsizlikleri ve işçi şikayetlerini belirlemek ve araştırmak için bir mekanizma içerecektir. Anlaşma, sendika imzacılarının anlaşmaya uymayan markaları ve sözleşmeye uymayan işverenlerden kaynak sağlamayı eninde sonunda durdurmak zorunda kalacağı bir tırmanma protokolüne (escalation protocol) uymadıkları takdirde markaları doğrudan mahkemeye verebildikleri bir uyuşmazlık çözüm mekanizması olan Bangladeş’teki Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması’na benzer bir mekanizma aracılığıyla uygulanacaktır.

Bu, markalara maliyeti nedir?

Markalardan, yıllık %1,5 FOB (Free on Board) priminin yanı sıra, idari yapılanmayla birlikte pandeminin ve iklimsel bozulmanın sebep olduğu yıkıcı etkilerin göz önünde bulundurulmasıyla, ilk yıla özel %1,5 oranında ilave ücret ödemeleri istenecektir. Buradaki “ilk yıl”, markanın Fon’a katılmasından sonraki ilk yıl olarak tanımlanmaktadır. Böylece, bir marka programın ilk senesinden sonra katılımcı olmaya karar verse dahi, ek %1,5 ücret markanın Fon’a katılımının ilk yılında tahakkuk edecektir.

Markaların tedariklerini işsizlik ve/veya kıdem tazminatlarını kapsayan güvenilir ve etkili sosyal koruma programları oluşturan ülkelere yönlendirmesi koşuluyla yahut tedarikçilerinin Fon’un bir katılımcısı olup Fon’a katkıda bulunmaları dahilinde %1,5’lik ücretin azaltılması mümkündür.

Bu prim, markaların ücret güvencesi taahhüdünü yerine getirmeleri için tahmin edilen tutara ek olarak, markalara tişört başında on sentten fazlasına mal olmayacaktır.

Kıdem Garanti Fonu’nun Küresel Sosyal Koruma Fonu ile ilişki nedir?

Küresel Sosyal Koruma Fonu fikri, düşük gelirli ülkelerin yerel kaynaklarını seferber etme gayretlerini tamamlamaları için uluslararası destek almaları koşuluyla sosyal koruma tabanlarının karşılanabilir olduğu bulgusundan yola çıkmaktadır. Dünya çapında hükümetler tarafından finanse edilen böyle bir Küresel Fon’un kurulması, hak temelli sosyal korumanın henüz yeterli ölçüde gelişmediği düşük ve orta gelirli ülkelerdeki herkes için geniş, hak temelli bir sosyal korumanın oluşturulmasını destekleyecek ve ortak finansman sağlayacaktır. Covid-19 öncesi dönemin koşullarına istinaden, yaklaşık 10 ila 15 ülke GSYİH’lerinin %10’undan fazla sosyal koruma finansmanı açıklarına sahiptir ve yerel kaynak seferberliğini güçlendirirken asgari sosyal koruma tabanlarının geçici olarak uluslararası ortak finansmanını gerektirmektelerdir. Diğer ülkeler ise sistemlerini oluşturmak için kapasite güçlendirmeye ve teknik desteğe ihtiyaç duymaktalardır. Daha fazla bilgiye sahip olmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Herkes için sosyal koruma sağlayan temel sosyal koruma tabanına ulaşmak, Küresel Sosyal Koruma Fonu’nun yardımıyla dahi biraz zaman alacaktır. Ancak, hazır giyim, tekstil ve ayakkabı sektöründe çalışan işçilerin gelirleri artık tehdit altında, işçilerin daha fazla bekleme lüksü yok. Acil ihtiyaçların karşılanabilmesi için Kıdem Garanti Fonu gibi sektörel girişimlere ihtiyaç duyulmakta.

CCC; Kıdem Garanti Fonu’nun mevcut sosyal koruma sistemlerindeki boşlukların doldurulmasına yardımcı olmasının yanı sıra Küresel Sosyal Koruma Fonu’nu tamamlayıcı olduğuna güçlü bir şekilde inanmaktadır. Küresel Fon kamu parasını seferber etmeyi amaçlarken, Kıdem Garanti Fonu Birleşmiş Milletler İş ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri doğrultusunda, tedarik zincirlerindeki işçilerin sosyal koruması konusunda küresel markaların ve perakendecilerin sorumluluğunu merkeze almaktadır. Üstelik, ulusal sosyal koruma sistemlerinin mevcut olduğu yerlerde dahi kıdem tazminatı ve gecikmiş ücretlere ilişkin garantiler nadiren sisteme dahil edilmektedir.

Sektörel, tamamlayıcı bir yaklaşım sosyal koruma sistemlerindeki bu açığı kapatmaya yardımcı olabilir. Son olarak, Kıdem Garanti Fonu, sosyal korumanın diğer sektörleri ve bir bütün olarak toplumu kapsayacak şekilde genişletilmesi için bir katalizör olabilir. Bu, ayrıca, ulusal düzeyde sosyal koruma sistemlerinin iyileştirilmesi için mali destek sağlamanın yanı sıra bu amaç için hükümet, işverenler, sendikalar ve sivil toplum temsilcileri dahil olmak üzere ulusal komitelerin erişebileceği özel hesaplar oluşturacaktır. Sosyal koruma sistemleri geliştikçe marka primleri de buna bağlı olarak düşecektir.

CCC, Küresel Sosyal Koruma Fonu kampanyasını destekliyor mu?

Evet. CCC, Küresel Sosyal Koruma Fonu kampanyasını desteklemektedir.