Giyim markaları, Türkiye’deki işçilerin ücretlerinin ödendiğinden ve güvenliklerinin sağlandığından emin olmalıdır!

Geçtiğimiz ay Türkiye ve Suriye’yi vuran yıkıcı deprem, Türkiye’de tekstil ve hazır giyim üretimi yapan bölgeyi etkilemiştir. Bölgeden tedarik sağlayan uluslararası markalar ve fabrika sahipleri Türkiye hükümetiyle birlikte, depremin yol açtığı acıların yanı sıra işçilerin ek maddi zorluklar yaşamamasını sağlamak durumundadır. Markaları ve tedarik zincirlerini zamanında ödeme yapmaya, işçilerin ücretlerini (veya işten çıkarılma durumunda kıdem tazminatlarını) tam ve düzenli almalarını sağlamaya ve fabrikaların güvenli oldukları doğrulanana kadar yeniden açılmamasını garanti altına almaya çağırıyoruz.

Bölgedeki pek çok fabrika, siparişlerin geç teslimi nedeniyle markaların mali yaptırım uygulamasından korktuğu için, depremden kısa bir süre sonra yeniden çalışmaya başladı. Depremden ağır şekilde etkilenen bölgelerdeki fabrika sahipleri, yaşanan ilk depremin bir hafta sonrasında pek çoğu aile üyelerini ve evlerini kaybetmiş olan işçileri iş başı yapmaya çağırmıştır. Dahası bölgedeki artçı sarsıntılar sürerken çalışmakta olan hazır giyim işçilerinin, fabrikadan dışarı çıkmalarına dahi izin verilmediği raporlarda yer almıştır. Pek çok tekstil fabrikası felaketi atlatmış ve hatta sığınak arayan insanlara başlangıçta kapılarını açmış olsa da bölgedeki üretim, hasarlı altyapı ve işçilerin işe gidememesi sebebiyle büyük ölçüde durmak zorunda kalmıştır. Özellikle bu zor dönemde, iş başı yapamayan işçilerin hayatta kalabilecekleri yeterli gelire sahip olmaları büyük önem taşımakta. Halihazırda işe gidemeyen işçilere devlet tarafından günlük 133 TL (7 ABD Doları) ödeniyor ki bu meblağ bırakın bir ailenin, bir kişinin geçimini sağlamaktan çok uzak.

Deprem sonrası ücret ödemeleriyle ilgili gecikmelerin yaşanması kaçınılmaz olsa da geç teslimat sebebiyle bazı markaların tedarikçilerine ödeme yapmayı reddetmesi, tedarikçilerin zor durumda kalması ve ekonomik yükün işçilerin sırtına yüklenmesi ihtimalini yükseltmektedir. Covid-19 pandemi döneminde markaların, tedarikçileri kendi başlarının çaresine bakmaya zorlayan yaklaşımlarını tekrarlamaması bu noktada oldukça önemli. Markalar bu krizi sorumluluk alarak yönetmeli ve tedarikçilerine karşı yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

Türkiye’deki fabrika sahipleri ileride karşılaşacakları olası riskleri çalışanlarına şimdiden yüklemek için deprem sonrasında oluşan kaosu bahane olarak kullanmaya başladı. Zara ve LC Waikiki için üretim yapan Adana’daki Marbit Tekstil fabrikasının işçileri geçtiğimiz haftalarda işten çıkartıldı ve alacakları meblağın çok altında kalan tazminat tekliflerini kabul etmeyip protesto gösterileri düzenledi. Fabrikanın bu tepkisi, çok sayıda fabrikanın kapandığı ve işçilerin yasal hakları olan kıdem tazminatlarının ödenmediği pandemi döneminden tanıdık geliyor. Pandemi sırasında markaların sergilemiş oldukları davranışlar neticesinde dünya genelinde 280’den fazla sendika ve işçi hakları örgütü bir araya gelerek Payyourworkers koalisyonunu oluşturdu. Bu koalisyon, markaları kıdem tazminatı fonuna ödeme yapmaya ve işçilere alacakları kadar ödeme yapılmasını sağlamaya çağırıyor. Türkiye’deki mevcut kriz ise işçilere yasal hakları olan kıdem tazminatlarının ödenmesi konusunda markaların sorumluluk alması gerektiğini bir kez daha gösteriyor.

70’in üzerinde uluslararası marka, depremden etkilenen bölgeden ürün tedarik ediyor. Bu markalar arasında Benetton, Boohoo, Esprit, Inditex (Zara), JD Williams, Mango, Marks & Spencer, New Look, and Primark gibi markalar da yer alıyor. Bu markalardan ve bölgeden ürün tedarik eden diğer tüm markalardan şunları yapmalarını talep ediyoruz:

  1. Resmi olarak yayınlanan işten çıkarma yasağına rağmen başka sebeplerle işten çıkarılan işçilerin kıdem tazminatlarını almalarını sağlayın. Markalar, tedarikçilerinin kıdem tazminatı ödemesi yapmalarını ve bu tazminatı karşılayabilecekleri mali kaynağı garanti altına almalarını sağlama gücüne sahiptir. Markalar işverenlerin depremi bahane ederek, işçilerin yasal hakkı olan tazminatlarını ödemekten kaçınmalarına izin vermemelidir. Ayrıca markalar kıdem tazminatı fonunu içeren Payyourworkers Anlaşması’nı imzalamalıdır.

 

  1. İşçiler için ücret devamlılığı sağlayın. Markalar, istihdamın devamlılığını sağlamak ve önümüzdeki altı ay boyunca (sınırlı devlet ödemelerine ek olarak) işçilerin maaşlarının tamamını ödemek konusunda sıkıntı yaşayacak olup işçileri işten çıkartabilecek tedarikçilerine (ki bu açıkça yasaklanmıştır) finansal destek sunmalıdır. Markalar bu desteği verebilmek için gerekli mali kaynaklara sahiptir.

 

  1. Siparişleriniz için zamanında ve eksiksiz ödeme yapın. Gecikmeleri cezasız kabul edeceğinizi bildirin. Kar kayıplarını kolayca karşılayabilecek olan markalar, deprem sonucunda insanlık dramı yaşayan Türkiye’deki işçileri ve tedarikçileri, krizin mali yükünü taşımak zorunda bırakmamalıdır. Markalar ve tedarikçiler arasındaki sözleşmeler genellikle markaların çıkarları doğrultusunda hazırlanıyor. Markalar tedarik zincirinde oluşan risklerin halihazırda var olan olumsuzluklardan en çok etkilenen kesimlerin sırtına yüklenmemesi gerektiğini bilmeli ve ona göre adım atmalıdır.

 

  1. Gerektiğinde tedarikçilerle birlikte çalışın ve yer değiştirmek zorunda kalmış işçilere kira masraflarını ödemesi konusunda tedarikçilerin yardımcı olduğundan emin olun. Yaşamını kaybetmiş yahut yaralanmış olan işçilerin ailelerine tıbbi masraflar ve gelir kaybı için tazminat ödenmesini sağlayın.

 

  1. Afet bölgesindeki fabrikaların kapsamlı bir mühendislik denetimi yapılmadan yeniden açılmaması konusunda ısrarcı olun. Şayet bir yapı güvensiz olarak kabul edilirse markalar nakliye gecikmelerini cezai yaptırım uygulamadan kabul etmeli ve yapının iyileştirilme sürecini finansal olarak desteklemelidir.

 

  1. Bölgenin önde gelen tedarikçileri ve Türkiye hükümeti ile birlikte Suriyeli göçmenlere yönelik ayrımcılıklara karşı mücadele edin. Bu tip kriz zamanlarında her işçinin savunmasız kalması gibi, çoğu hazır giyim ve tekstil endüstrisinde çalışan bölgedeki Suriyeli mülteciler için de durumun belirsizliği oldukça yüksek. Birçoğunun kayıtdışı çalıştığı göz önüne alındığında, haklarını savunmak konusunda gittikçe artan risklerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu durum, markaların ve fabrika sahiplerinin dikkate alması gereken bir gerçek.

 

Kaynakçalar

Open Supplu Hub, depremden etkilenen bölgedeki fabrikaların bir haritasını çıkardı.

The Business & Human Rights Resource Centre (BHRRC), depremin hazır giyim ve tekstil işçilerinin üzerindeki etkisi hakkında haber topluyor.