İnandığımız

Temiz Giysi Kampanyası aşağıdaki prensipler üzerine kurulmuştur:

  • Tüm işçilerin– cinsiyetine, yaşına, kökenine, yasal statüsüne, istihdam durumu ve konumuna bakılmaksızın- sağlıklı ve güvenli bir ortamda, örgütlenme ve toplu pazarlık yapma gibi en temel sosyal haklarına erişebildikleri çalışma koşullarına erişmeye ve emeklerinin karşılığında yaşam ücreti almaya hakları vardır.

  • İşçilerin haklarını bilmeye hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası yasa ve anlaşmalarla bu hak belirlenmiş ve garanti altına alınmıştır.

  • Bu haklar ile ilgili asgari standartlar Uluslar arası Çalışma Örgütü(ILO) ve Evrensel İnsan Hakları Deklarasyonu’ndan türetilmiş ve tekstil endüstrisi için geçerli olan standartlar Temiz Giysi Kampanyası model kurallarında listelenmiştir. Bu haklar, işçi ve işverenler tarafından resmen tanınmasa bile, bütün işçiler için geçerlidir.

  • Tüketicilerin tekstil ürünlerinin nerede ve hangi koşullarda üretildiğini bilmeye hakkı vardır.

  • İşçilerin hak arayışı ve örgütlenme süreci, sorunun esas muhatabı olan işçilerin öncülüğünde çözülmelidir. Bu esasa dayanarak savunuculuk faaliyetleri, işçilere ya da işçi temsilcilerine danışılarak yürütülmelidir.

  • İşçilere yönelik hak ihlallerinin önüne geçilebilmesi için kamuoyu desteği önemlidir ancak Temiz Giysi Kampanyası boykot etmeyi eylem için bir araç olarak teşvik etmemektedir.

  • İşçi hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği iç içe geçen konulardır. İşçi haklarının korunması ve sağlanması için toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınmalıdır.

  • Tedarik zincirinin global yapısı, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için üretim sürecinin her aşamasından markaları sorumlu kılar. Bu nedenle markalar, adil ve sürdürülebilir koşulların tedarik zincirinin her seviyesinde sağlandığından emin olmakla yükümlüdür.

     

  • Markalar güvenilir, şeffaf, katılımcı ve çok-paydaşlı mekanizmalar tarafından denetlenmelidir. Bu denetim, markaların Temiz Giysi Kampanyasının model kurallarını adapte etmesiyle mümkündür. 

  • Markalar, sendikalar ve diğer paydaşlar ile aktif olarak diyalog kurmalıdır. Diyalog kurulmasına olanak sağlamak adına markalar, uluslararası çerçeve anlaşmalarını imzalanmalıdır.

  • Markalar, tedarik zincirindeki çalışma koşulları ve bu koşulların iyileştirilmesine yönelik çalışmaları hakkında şeffaf olmalıdır. 

  • Sendikalar ve diğer paydaşlar tekstil endüstrisindeki çalışma koşullarını iyileştirmek ve işçilerin yetkinleştirilmesini kolaylaştırmak adına korumacı bir tavır benimsememelidir. Aksine bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde karşılıklı saygıya, açık iletişime ve yapıcı eleştirilere dayalı işbirlikleri kurmalıdır.